Elestiri Nasil Yapilmali?

Eleştiri Nasıl Yapılmalı ?

Nasıl eleştiri yapmamaız gerektiğiniz gerçekten biliyor muyuz ? Psik.Dan Selçuk Arıcı'nın yazısı


Eleştirmek Ama Nasıl ?

Geçenlerde NTV’de yayınlanan ve Kadir Çöpdemir’in sunduğu seçimle ilgili sokak röportajlarının yapıldığı bir program izliyordum. Programda Kadir Çöpdemir sokakta karşılaştığı insanlara dolaylı yoldan “çaktırmadan” kime oy vereceklerini sorarak sokağın nabzını tutuyordu. Orada ilginç bir röportaja şahit oldum. Kadir Çöpdemir röportaj yaptığı bey’e eğitim konusunda ne düşündüğünü sordu. Ben merakla ne cevap vereceğini düşünürken beyefendi tam da kendisinden beklenen cevabı verdi. Eğitim çok kötü. Ben başka ne söyleyecek diye beklerken İkinci soru; Peki abi bu eğitimi nasıl düzeltirsin ? Verilen cevap bir o kadar ilginç. Yaklaşık 40 saniye sessizlik ve ben bu konulardan hiç anlamıyorum aslında! Herhalde benim gibi milyonlarca seyirci de aynı şekilde donmuş kalmıştır. Zira insanımın bir şeyi beğenmezken veya itiraz ederken neye itiraz ettiğini bile bilmemesi size de ilginç gelmiyor mu? Aslında bir şeyi eleştiriyorsanız mutlaka ki sizin de kafanızda varolan bir çözüm yolu vardır. Yanlış yapıyorlar, şurası yanlış, şurası böyle olmalıydı diye iki cümleyi yan yana koyabiliyorsan eleştirirsin. Oysa benim insanım çoğu zaman itiraz ediyor ama neye itiraz ettiğini bile bilmiyor. Hayatın her aşamasında bununla karşılaşmıyor musunuz? Çevrenizde sıklıkla görüyorsunuzdur. Herhangi bir konuda birisine fikri sorulduğunda işe önce eleştirerek başlar. Vay efendim bu böyleydi. Bunu nasıl böyle yaptı. Kendisine hiç yakıştıramadım. Zaten bunlar ülkeyi gerdi. Bunların niyeti bozuk. Bu adam çok beceriksizdir. Böylelerini asacaksın bak bir daha yapıyor mu ? Böyle bir sürü eleştiri bombardımanı sürer gider. Ama aslında dokunsanız eleştirmeye başlayan insanım yapıcı, çözüm getirici bir şey sorulduğunda Ben bilmem onu devlet yetkilileri düşünsün. Veya ben bilmem beyim bilir moduna girer. Eleştirirken onlarca cümleyle adeta ne kadar eleştiri ifadesi, cümlesi biliyorsak söyleriz ama peki çözümü ne olacak dendiğinde 2 cümle.

Oysa hayata neden geldiğiniz, neden okuduğunuz, neden çalıştığınız, şimdiki eşinizle neden evlendiğiniz, neden şimdiki işinizi seçtiğiniz, hayattaki amacınız, çeşitli konularda dünya görüşü oluşturmuş olmak, bu sorulara cevap verebilmek çok mu zor? Neden ve niçin sorularını sorarak gerek kendimizle ilgili, gerek yaşantımızla alakalı ve gerekse de içinde yaşadığımız sosyal topluluk içinde karşımıza çıkacak veya çıkan bir çok soruyu önceden düşünmek ve cevaplarını önceden vermek çok mu zor ? 5N1K (Ne, nasıl, neden, nerede, niçin ve kim) sorularını yaşamımızın her noktasına sokmak çok mu zor ? Eğer siz kendi yaşam dünyanıza ait nedenleri ve niçinleri henüz cevaplamadıysanız, Rabbimin bizleri neden dünyaya gönderdiğini bir kez bile düşünmediyseniz, içinde yaşadığınız toplumun herhangi bir konudaki neden ve niçinini bir kez bile aklınızdan geçirmediyseniz ama buna rağmen her konuda her şeyi aynı formatta eleştiriyorsanız o zaman neden varsınız ? Siz eleştirmek için mi yaratıldığınızı sanıyorsunuz ?

Yapıcı olduğu zaman, insanlara yeni bir fikir, olumlu bir davranış kazandırdığı zaman, kendi yaşamına olumlu bir yön verip neden yaratıldığımız gerçeğine ulaştığımız zaman, yaptığımız işte en iyi ve verimli sonuca ulaştırdığı zaman belki de dünyanın en güzel şeylerinden birisi eleştirmektir. Oysa ancak kötü niyetle, yıkmak için, karşı tarafın sinirlerini bozmak için, bazen ego tatmini için, karşımızdakine olumlu hiçbir katkısı olamayan yıkıcı eleştiriyi yapmak nasıl bir halet-i ruhiyeye sahip bir insanın yapacağı bir şeydir bir kez daha düşünmenizi isterim.

Bakın yaşama bakış açınızı önce karşımdakine ve sonra da kendime fayda olarak temellendirebilirseniz inanıyorum ki kendi egonuzu da kontrol altına almış olacaksınız. İnsana bencilce, olumsuz davranışlar yaptıran, hiçbir faydası olmayan, aksine yıkıcı olan bütün davranışları yaptıran kendi “ben”cil egosu değil mi? Şunu net olarak kendi benliğinize yerleştirmelisiniz. Farzedelim ki önünüze bir tabak meyve geldi ve o tabaktan ilk olarak sizin meyve almak gibi bir imkanınız var. Bakın net olarak söylüyorum büyüklükleri farklı olan aynı meyveden küçük olanı almazsanız, tek çeşit olan bir meyveyi çok isteseniz de bunu karşı tarafında belki de sizin kadar isteyebileceğini hesap etmeden önce siz almaya çalışırsanız veya tabakla gelen tek bir meyve bıçağını kullanmak için adeta diğer insanlarla yarışırsanız kendi benliğinizi asla olması gereken düzeye çekemezsiniz. Oysa seçimlerinizi karşı tarafı da düşünerek yaparsanız o zaman kendinizle daha barışık olacağınızı ve vicdanınızın daha rahat edeceğini net bir şekilde söyleyebilirim.

Egonuzu düşürmek mi istiyorsunuz ? O zaman karşı tarafı düşünün. Eleştirmeden önce lütfen o konuyla ilgili bilgi sahibi olun. Araştırın ve derinlemesine fikir elde edin. Karşı tarafın neler yaptığını iyice öğrenin ve ona göre kendi önerilerinizi sıralayın. Ortaya hiçbir şey koymadan sadece yıkmak için, eleştirmiş olmak için eleştirmeyin. Yapıcı olun ki insanlar sizin eleştirilerinizi dikkate alsınlar. Siz eleştirdiğiniz zaman sizden sıkılmasınlar. İnsanlar kendileri için bir iyilik yapmaya çalıştığınızı hemen anlamasa bile bir sonraki veya ondan sonraki başka bir olayda mutlaka anlayacaklardır. Eğer siz sadece kendiniz için değil de insanlar için de yaşarsanız, eğer bir bütünün ancak birer parçası olduğunuzu anlarsanız o zaman sosyal anlamda saygı duyulan birisi de olursunuz. Unutmayın ! Hayata ne sadece kendiniz için geldiniz, ne de sadece başkaları için. Hayata hem kendinizi kurtarmak, hem de çevrenizdeki insanlara, ülkenizdeki insanlara, aynı dine inandığınız insanlara ve hatta yapabiliyorsanız dünyadaki tüm insanlara verebileceğiniz bir fayda için geldiniz. Esasında bütün bunları yapıp, yapamamak sizin sınavınız değil mi ?

Psik. Dan. Selçuk Arıcı
İnsan Kaynakları Uzmanı
selcuk@diyalog.com
www.motivasyoncu.com